İletişimin geleceği, büyük miktarda veri iletebilecek bir 5G sinyalinin kapsama alanında yatmaktadır. Çoğu ülke, şu anda bildiklerimize benzer bir karasal verici ağına sahiptir. Diğer alternatiflere bakacak olursak bunlardan biri, Cambridge bölgesinde bulunan bir çift İngiliz şirketi tarafından sunuldu.
Alphabet tarafından işletilen özel internet balonlarından ve Elon Musk'ın Starlink projesinden esinlenerek bir sistem konsepti oluşturdular. Her iki şirket de projelerinde, yüzeyle iletişim kuracak ve aynı zamanda bir 5G sinyali gönderecek özel bir drone filosu öngörüyor. Bunlar, yakıt ikmali yapmaya gerek kalmadan 9 gün boyunca havada kalabilen, hidrojenle çalışan özel dronlardır. Cambridge'in stratosferik platformları ve danışmanları tüm İngiltere'yi yaklaşık 60 drone ile kapsayabileceklerini söylüyor. Projenin yazarları, birkaç operatörle yakın çalıştıklarını iddia ediyorlar.
Dronlar yaklaşık 20.000 metre yükseklikte, yani normal hava trafiğinin uçuş seviyelerinin dışında uçmalıdır. Projenin tamamı halen konsept aşamasında ve henüz gün yüzüne çıkmış tek bir drone yok. En gelişmiş şirket, drone'ların kullanacağı özel bir anten üzerinde çalışan Cambridge Consultants. Bu anten, 20.000 m yükseklikte uçmak üzere tasarlanmıştır. Daha düşük bir irtifada uçan bir uçaktan daha düşük bant genişliğine sahip bir sinyalin iletimini başarıyla test ettiklerini iddia ediyorlar.
Ancak şimdilik, gerekli drone hala çizim tahtasında ve emisyonsuz bir hidrojen yakıt hücresi ve gemide bir 5G anten ile test edilmesi gerekiyor. Şimdiye kadarki en büyük zorluk, finansman olabilir. Deutsche Telekom'un katılımına rağmen, her iki İngiliz şirketinin de dört yıl içinde stratosferik bağlantılar sunacak daha fazla paraya ihtiyacı var.
Google, yüksek enerjili güneş balonları kullanarak uzak noktalara kablosuz geniş bant getirmeyi amaçlayan Loon projesiyle benzer bir proje yürütüyor. Kullanıcılar, yaklaşık 100 Mbps'lik bir indirme hızı kazanacak ve bu da tipik bir 4 Gigabyte filmi altı dakikadan daha kısa bir sürede indirmelerine izin verecek. Bu çözüm, madene giren ve çıkan otonom kamyonlar gibi makineleri hızla bağlamak isteyen şirketlere uygun olabilir.
Böyle bir projenin ekonomik olarak uygun olup olmayacağını ve işletme gelirlerinin başlangıç maliyetlerini ve tüm sistemin işletimini karşılayıp karşılayamayacağını düşünmeliyiz.
Böyle bir proje hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Sizce başarı şansı var mı?