Salgın, kıtlık, deprem gibi tehlikeli durumlarda kendinizi izole edebileceğiniz, yiyecek-içecek sıkıntısı çekmeden yaşayabileceğiniz bir yer hazırladınız mı?
Araba ve egsoz sesi yerine kuş cıvıltıları arasında uyanmayı, çimlerin üzerine örtü serip kahvaltı yapmayı, kendi organik sebzenizi yetiştirmeyi, ağaçtan meyve koparmayı ve gece uzanıp yıldızları seyretmeyi kim istemez?
Büyük şehirlerde yaşayan çoğu insanın şehirden uzak, küçük bir kasabada yaşama hayali olduğunu herkes bilir. Ancak son zamanlarda yaşadığımız karantina süreciyle birlikte uzun süre balkonsuz küçük dairelerde kalan insanların bahçeli konut ve arsaya yoğun talep göstermesi bu gerçeği su yüzüne çıkardı. Şehir içinde gayrı menkul alış satışlarında yavaşlama olmasına rağmen arsa alışverişinde hareketlilik yaşanıyor. İnsanlar özellikle İstanbul ve çevresindeki arsalara yöneliyor, şehir içinde müstakil konut almaya gücü yetmeyenler şehir dışında arsa alıp üzerine kendi evlerini inşa etmek istiyor. Emlakçılar, insanların gelecek başka tehlikelerden korunmak için de toprak sahibi olmak istediklerine vurgu yapıyor. Şile, Ağva, Kurtköy, Sarıyer, Silivri, Selimpaşa, Hadımköy gibi bölgelerde yoğun arsa talepleriyle karşılaştıklarını; mali gücü olanların imarlı arazi alıp üzerine kendi konutunu yaptığını, gücü yetmeyenlerin ise küçük bir bahçe alıp üzerine karavan yerleştiririm düşüncesiyle hareket ettiğini belirtiyorlar.
Özellikle kalabalıklığıyla ünlü İstanbul'da insanlar yılın üçte birini ya da en azından dörtte birini geçirebilecekleri doğayla iç içe bir hayat oluşturmaya çalışıyor. Bunun bir nedeni de beklenen büyük depremde 20-30 katlı binalarda olmak yerine tek katlı bahçeli bir evde olmanın daha güvenli olacağı düşüncesidir. Türkiye'nin büyük bir bölümünü tehdit eden deprem gerçeği insanları şehir dışında bahçe içinde tek veya az katlı konut yapmaya yönlendiriyor.
Karantina süreciyle birlikte birçok iş yeri ve çalışan uzaktan çalışmayla ilgili zorunlu deneyim yaşadı ancak bu çalışma modelinin çalışma hayatında sürekli olmasa bile bundan sonra daha sık uygulanacağı yönünde ciddi bilgiler var. Bu da çalışan insanların emeklilikte kurmak istedikleri hayatı daha erken zamanlarda kurmaya teşvik ediyor.
Uzmanlar otoyol, havalimanı gibi yatırımlar nedeniyle Avrupa yakasındaki gayrı menkul fiyat artışının Anadolu yakasından daha fazla olduğunu söylüyor. Yukarıda saydığımız bütün bu sebepler piyasadaki arz talep dengesini bozarak arsa fiyatlarında %25 artışa sebep oluyor.
Arsa alırken neye dikkat edilmelidir? Tarla üzerine yapı inşa etmek yasaktır dolayısıyla bu bölgelere imar izni verilmez. Alacağımız arsanın kullanım amacına göre imar durumu önemlidir. İmarlı arsa, şehir plancılarının toprak ve çevre analizi gibi incelemeler yaptıktan sonra üzerine yapı yapılmasına izin verilen arsa demektir. Üzerine eğer konut yapılacaksa bir araziyi almadan önce imarlı veya imarsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ayrıca imarsız bir tarla alarak kiraya verip buradan gelir elde etme yoluna da gidilebilir.
Emlakçılar son zamanlarda telefonla çok fazla arama yapıldığını ancak satışların virüs ortamı sebebiyle nispeten az olduğunu söylüyorlar. İnsanların alım için henüz harekete geçmediğini bir süre sonra harekete geçeceği ve gerçek fiyatların ve istatiklerin o zaman ortaya çıkacağını belirtiyorlar.